Selahattin Tuncay
22 Kasım 2012 Perşembe
18 Şubat 2012 Cumartesi
23 Aralık 2011 Cuma
İstanbul Gezileri Karaköy-Galata
img src="http://farm8.staticflickr.com/7028/6558169681_c52827a64f.jpg" alt="IMGP9958 copy" height="500" width="315" />
26 Kasım 2010 Cuma
Yedigöller, Onbeş Günde İki Ziyaret
Dostlarla Yedigöller'de Piknik Keyfi:
Fotograf merakım depreşeli beri her yıl Kasım ayı'nda doğa harikası yedigöller'e uğrak vermek artık gelenek haline geldi. Daha geçen hafta sonu arkadaş grubuyla günübirlik gittiysem de; sevgili dostum Sinan'dan teklif gelince dayanamayıp, Müge-Sinan çifti ile yedigöller'e gitmek için tekrar yollara düştük. İş yoğunluğu nedeniyle gelemeyen Necla ve Erhan arkadaşlarımızın da bol bol kulaklarını çınlattık. Özellikle sucukları pişirirken Erhan'ı çok andık.
Arkadaşlarla seyahat birçok yönden çok neşeli oluyor. Bütün bu güzellikleri birlikte yaşamanın hazzı yanında, arkadaşlar sayesinde direksiyona el sürmeden keyifle seyahat ediyorum.
Yedigöller'e nasıl gitmeli? sorusu bu yıl kesin olarak cevaplandı. Önceki gidişlerimizde hep Bolu batı çıkışından çıkıp, biraz Ankara yönüne devam ettikten sonra henüz Bolu'yu terketmeden kuzeye doğru ayrılan yoldan giderdik. Bu noktadan yedigöller 43 km. Oysa nereden tarif alsanız alın hep Yeniçağa, Mengen üzerinden gitmeyi öneriyor. Bu kez merakımı da gidermek için Sinan'a bu yolu bir deneyelim de aklımızda kalmasın, keşifi tamamlayalım dedim. Bunun bir iyi, bir de istenmeyen sonucu oldu. İstenmeyen tarafı Bolu-Yedigöller arasını neredeyse üç kat uzatmış olduk. Mengen'e kadar yol asfalt olsa da; sonraki 30 km'lik yol Bolu'nun içinden gidilen yoldan daha kötü. Ankara yönünden gelenler için bu güzergah uygun olabilir ama, İstanbul yönünden gidenler bu yola hiç girmesinler. Diğer yol hem daha iyi, hem daha kısa. Yararına gelince bilirsiniz Mengen aşçılar diyarıdır. Sevgili Müge'de bir yemek blog'unu yönettiğinden Mengen'den geçerek bir nevi 'hacı' oldu:))
Başka bir yararı da Mengen tarafı rakım olarak daha düşük olduğundan yedigöller bölgesine göre yaprakların ağaçlarda daha çok olduğunu keşfettik. Bu keşif ertesi gün yedigöllerden bu tarafa doğru gelip güzel fotograflar çekmemize de vesile oldu.
Niyetimiz 14 Kasım Cumartesi günü Yedigöller bölgesini yaşamak fotograflamak, akşam Bolu'da otelimizde kalıp, ertesi gün Mudurnu, Göynük Taraklı üzerinden dönmekti. Yol uzayınca Yedigöller'e varışımız saat 14'ü buldu. Günlerin kısalmış olması ve bölgenin bir vadi içinde yer alması nedeniyle hemen karanlık çöktüğünden bu tabiat harikasını yeterince yaşayamadığımızı hissedince, hemen B planı'na geçip ertesi gün de buraya tekrar gelmeye karar verdik.
Sabah kahvaltı da yapmadığımızdan oldukça acıkmıştık. Müge'cim bizi sık sık evine davet eder ve muhteşem sofralar kurar bunları blog'unda da yayınlar. Bu kez eldeki kısıtlı imkanlarla da olsa bir sofra kuralım blog'una koyarsın dedim. Önerim kabul gördü ve hanımlar çarçabuk bir piknik sofrası kurdular. Sofranın ön planı plastik tabaklar ve sadece piknik atıştırmalıkları nedeniyle biraz mütevazı idi ama; arka planı o doyumsuz manzara ile muhteşemdi.
http://www.hunerlibayanlar.com/
Bolu'ya her gittiğimizde başka bir şölen de Yurdaer Otel'in geleneksel mutfağı'nda geleneksel Türk-Osmanlı yemeklerinden yiyip, aynı zamanda bu muhteşem yemekleri görüntülemek olur. Benim değişmez ana yemeğim kaz etidir. Demirhindi şerbeti içmeyi de asla ihmal etmem. Bu yıl da ritüellerimizi tekrarladık. Darısı gelecek yılın başına, hem de Necla ve Erhan da beraber diyerek 2010 Yedigöller sefer-i humayun'umuzu tamamlayıp, hayat ağacımıza güzel anılarıyla bir çentik daha attık.
Muhteşem, kuru vişneli yaprak sarma. Artık evde yaptıklarımıza da kuru vişne koyuyoruz. Hafif ekşimsi muhteşem bir tat veriyor.
Tereyağında kızartılmış Bolu patetesi. Üç beş tabak yememek için insan kendini zor tutuyor. Karnımızı patetesle doyurmayalım, daha muhteşem yemekler var sırada.
Yöreye özgü bir tat; keş'li mantı
Hünkar Beğendi
Kuzu şiş
Ve benim değişmez yemeğim. Pekmez sürülmüş yufka dilimlerine dürüm yapılarak el'le yenen kaz şeritleri. Tekrar ağzım sulandı :)
Bir hafta önce diğer arkadaşlar ile yaptığım geziden fotograflar:
Bunlar da grubun becerikli hanımları, tüm gün 100'den fazla kişiye
bol bol yetecek nefis yiyecekler hazırladılar. Ellerine sağlık.
bol bol yetecek nefis yiyecekler hazırladılar. Ellerine sağlık.
Dilek Çeşmesi. Ben de dileğimi tuttum. Dilek söylenmez ama siz yabancı değilsiniz söyleyeyim. Kendime bir Full Frame makine diledim. Ancak çeşmelerden biri akmıyordu. Bu şans bende iken benim dilek garanti o çeşmeye rast gelir :))
Sevgiyle kalın, fotografla kalın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)